Afrika’da Açlığın Gölgesinde Umut Olan Kurbanlar

Güneşin kavurduğu Afrika topraklarında, kuraklık ve açlıkla mücadele eden insanların hikâyeleri, umut dolu bir dayanışma hikâyesine dönüşüyor. Önce İnsan Derneği olarak, biz de bu hikâyenin bir parçası olabilmek için yola çıktık. Yolculuğumuzun sonunda, kurban bağışlarınızla umut taşıdığımız o anları unutmak mümkün değil.

Bir köy düşünün; çocuklar çıplak ayakla koşturuyor, yetişkinler ise çöl sıcağına rağmen bir sonraki yemeklerini nasıl bulacaklarını düşünüyor. İşte bu köylerden birine ulaştığımızda, kalabalığın içinde küçük bir kız çocuğu dikkatimi çekti. Adı Amina’ydı. İncecik elleriyle annesinin eteğine sıkı sıkıya sarılmıştı. Annesiyle konuştuğumuzda, son birkaç haftadır sofralarına doğru düzgün yemek koyamadıklarını öğrendik. O anda bağışçılarımızın desteğiyle kestiğimiz kurbanın ne kadar büyük bir anlam taşıdığını bir kez daha hissettik.

Kurban etlerini dağıtmaya başladığımızda, çocukların yüzlerindeki heyecan, büyüklerin ise gözlerindeki minnet bizi derinden etkiledi. O an, et dağıtmaktan çok daha fazlasını yaptığımızı fark ettik. Her parça et, sadece bir öğün değil, aynı zamanda “yalnız değilsiniz” mesajını taşıyordu. Bu mesajın, kuraklıkla boğuşan topraklarda nasıl bir yaşam kaynağına dönüştüğüne tanık olduk.

Afrika’da her 5 kişiden 1’i açlıkla mücadele ediyor. Kuraklık, tarımı ve hayvancılığı neredeyse imkânsız hale getiriyor. Ancak sizlerin bağışladığı adak, akika, şükür ve şifa kurbanlarıyla, bu zorlukların üstesinden gelmek için hep birlikte bir adım atıyoruz. O küçük kız, Amina, o gün sadece bir öğün yemek yemedi. O gün, Amina’nın gözlerindeki umut, “daha iyi bir yarın” için bizim motivasyonumuz oldu.

Her bağışınız, bir Amina’nın yüzünde tebessüme, bir ailenin sofrasına berekete dönüşüyor. Siz de bu hikâyenin kahramanı olabilir ve bir çocuğun hayatına dokunabilirsiniz. Unutmayın, iyilik bazen uzak bir köyde paylaşılan bir lokmada saklıdır.

Siz de bir umut olun.
Adak, akika, şükür veya şifa kurbanlarınızı bağışlayarak bu iyilik hareketine katılın. Çünkü birlikte daha güçlü ve daha umut dolu bir dünya inşa edebiliriz.